top of page
Gökçe Okur

Geçici Mekanlarda Yuva Kurmak

Güncelleme tarihi: 22 Nis

Yuva, yaşadığımız mekanın şeklini alabilen, hayal gücümüzün sınırlarına kadar genişleyebilen, bazen ise tek bir temel ihtiyaca indirgenebilen akışkan bir kavram. Öyle ki yuva dediğimiz evimiz, ülkemiz, üzerinde yaşadığımız bu güzel gezegen veya zaman zaman sığındığımız anılarımızdır. Bazen bir koku, bir ses, eski bir şarkı, bir resim veya Hannah Arendt'in dediği gibi bebeklikten kulağımıza çalınan dilimiz bize ait hissettiğimiz o an ve alanları hatırlatabilir. Kendini tereddüt etmeden ifade edebilmenin bir lüks oluşu ise kendini devletsiz, evsiz ve anadilinden mahrum bırakılmış insanlarda gösterir.

Kısacası, yuva kavramın büyüleyici yanı, hayal gücümüz ve duyularımızla şekillendirilebilir ancak sadece ona indirgenemez olması ve herkes için kabul edilebilir tek bir bir tanıma sığdırılamaz oluşudur.



Öte yandan insan - işgal etmeye meyilli bir varlık olduğundan - kaçınılmaz olarak barınma ihtiyacı duyar. Yerleşip yayılır; yayılır ve yeni hatıralar inşa eder. Şayet, yuva dediğimiz yerin sınırlarını, içinde yaşadığımız dört duvara eşit kabul ettiysek, yaşam alanımız kendimizi gerçekleştirdiğimiz ve izler bıraktığımız mekanlar haline gelir. Evdeki yaşantımız deneyimlerimizi, anılarımızı, ilgi alanlarımızı, reflekslerimizi yansıtır. Geçmişimiz ve geleceğimizle ilgili minik ipuçlarını duvarlarda, odalarda ve objelerde görmek; bu ipuçlarının izini sürmek mümkündür. İnsanlar yaşam alanlarını (bir oda, bir şehir veya Dünya) dönüştürürler - ve bu bir döngüdür ki - karşılığında mekanlar canlıların yaşam şanslarını şekillendirir. Bu karşılıklı dönüşüm, yuvamızı - kendi aklımızda ördüğümüz yuva algısını - ayrık ve sonsuz seviyelerde yeniden inşa etmemizde itici güçtür, ilhamdır.


Uzay ve Perdeler

6 Ekim 2021, İstanbul


Yatak

12 Ekim 2021, İstanbul


Benim için, aklımda ördüğüm yuvanın resmi - on sekiz yaşımda üniversite eğitimi almak için İstanbul'a göçmeme kadar - hep ailemin yaşadığı yer, yani aile evimdi. Bu mekan odaklı yuva algısının benim için ufalanışı, üzerinde durduğum sağlam zeminin önce sallantısı ve sonra akışkanlaşıp kayıp gitmesiyle kendini gösterdi. Böylece, yaklaşık beş yıldır yurtlarda, paylaşımlı evlerde, studio dairelerde kısa süreli konakladım; hiçbir mekanda on aydan uzun süre yerleşik kalmadım.


Benim için her seferinde yola koyulmak, ihtiyacım olan (giysi ve ayakkabı gibi) ve anlam taşıyan eşyalarımı (kitaplar, örgü şişleri, resimler ve posterler gibi) mümkün olan en büyük bagaja sığdırmak; varış ise bir sırt çantası veya bagajımdan -yanımda ne taşıyabildiysem- dışarıya bir genişleme, ve hatta alanın istilası demekti.


Alışma ve kopuş döngüsünün son bir yılda beş kez tekrarlanmasıyla - beş kez aynı mekanda bir daha yaşamamak üzere, pılı pırtıyı toplayıp taşındığım anlamına geliyor bu - bagajımdan benim için anlamlı olan objeler birer birer eksildi; büyük boy bavulum yerini sırt çantasına bıraktı. 2021 yazındaki emlak kriziyle kalacak yer bulamadığım uzun süreçte ise sırt çantam ve ben - bir kaplumbağa gibi - ayrılmaz bir ikili olmuşken; yuva dediğim yer, ben fiziksel olarak her nerede bulunuyorsam artık tam da orasıydı.


Yerleşme

1 Kasım 2021, İstanbul


Kalanlar

1 Kasım 2021, İstanbul


Gidenler

2 Kasım 2021, İstanbul


Kanvas

7 Kasım 2021, İstanbul


Çalışma

22 Kasım 2021, İstanbul


Gece Okumaları

25 Kasım 2021, İstanbul


Bagajın fermuarı yavaşça açılır ve tüm gün göbeğini pantolonunun kemerinin arkasına saklamak zorunda kalan bir adamın soyunurken hissettiği rahatlamaya benzer bir rahatlama hissedilir. Giysiler sıkışıklıktan kurtulur, bükülmüş ayakkabılar eski şeklini alır ve kitaplar nefeslenir. Bir eve veya herhangi bir alana yayılmak ve oraya alışmak, sonunda yerleşilecek bir yer bulmanın verdiği huzurla birlikte gelir. Bir haneye sahip olmanın lüksü - ki zamanla günlük kaygılarımızın ardına saklanır ve takdir edilmez hale gelir - ilk günlerde gözlerimizin önündedir. Özellikle izolasyonun hayati önem taşıdığı pandemi zamanlarında; bir meskene sahip olmanın ayrıcalıklı bir durum oluşu, bitmek bilmez karantinalarla bu hanelerde içine itildiğimiz bir başınalık kadar gerçektir.


İstila

4 Aralık 2021, İstanbul


Bavul

14 Aralık 2021, İstanbul


Gardırop'a

27 Aralık 2021, İstanbul


Toplam

28 Aralık 2021, İstanbul


Örgü ve Podcast

30 Aralık 2021, İstanbul


Ters Yüz

1 Ocak 2022, İstanbul


FaceTime

3 Ocak 2022, İstanbul


Öğle Yemeği

7 Ocak 2021, İstanbul


Nihayetinde, yolda olma halinden kısa bir süreliğine ayrılış yaşanırken - yerleşme sürecinde - içimizde kaynayan karmaşık duygular varoluşumuzun, beklentilerimizin ve yarı kaotik yaşam koşullarının birer sonucu olarak ortaya çıkar. Bizim onu ördüğümüz gibi, süreç de yeni hatıralara gebe olacak ve yaşam anlatımızı yine yeniden şekillendirecektir.


Yuva

17 Ocak 2022, İstanbul



Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page